Simit-peynirimi yerim sonra uçağa binerim

Simit-peynirimi yerim sonra uçağa binerim

Yıllarca yakındık durduk, havaalanlarındaki astronomik çay, kahve, sandviç fiyatlarından. Birileri, uçak biletine avuç dolusu para verilince, havaalanında bir sandviç, bir çaya 20 lira ödenmesinin tüketiciye hiç koymayacağını zannetti durdu hep. Ben de havaalanındaki astronomik fiyatlara sinirlenip, yemek yememekte direnenlerdenim. Ama yolculuk stresi, rötar vs derken bu her zaman başarılamıyor. Sanırım bu duygular yüzünden, geçen hafta Sabiha Gökçen Havalimanı dış hatlar terminalinde gördüğüm Simit Sarayı tabelası bende eski bir dosta rastlama duygusu uyandırdı. Kurumsal iletişim Sorumlusu Canan Soysal’ın da söylediği gibi Simit Sarayı, profilinin büyük bölümünü ucuz bilet yolcularının oluşturduğu Sabiha Gökçen’in kitlesine de çok uymuş.

VAKUMLU AMBALAJ

Şehir içine göre biraz daha pahalı ama 3.75 liraya bir çay bir simit yiyebiliyorsunuz. E daha ne ister ki yolcu? Simit Sarayı’nın Yurtdışı Yatırımlar Sorumlusu Alper Yüksel ilgilenmiş projeyle. Tam da aklımdan geçenleri okumuş gibi, "Biz havalimanında bir şey yenmez, çok pahalı anlayışını değiştirmek istiyoruz" dedi. Sabiha Gökçen’deki iş de Simit Sarayı’nın yurt dışı projeleri için konsept hazırlayan Alman mimarlık şirketi Aichiger aracılığıyla Almanya üzerinden gelmiş. Simit, çay ve diğer hamur işleri bir yana, bir köşede gördüğüm özel harman çay satışı da dikkatimi çekti. Bu da Simit Sarayı’nın 2010 da başlayacağı bir projenin ilk adımı imiş. Starbucks’larda çekirdek kahve, kupa falan satın alıyoruz ya, Simit Sarayı’ndan da çay, çay bardağı, çay fincanı alabileceğiz bundan sonra. Yurt dışında simit özleyenlere özel bir haber de var. Simdi yolcuların yakınlarına simit götürebilmesini sağlayabilmek için özel bir paket tasarlanıyor.

X