İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, ‘Dünyanın En İyi Uluslararası Kamu Hizmeti Geliştirme Projesi Ödülü’ne layık görülmüştü. Yetmedi, bu sefer de 2011 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri’nde Avrupa’nın En İyisi seçildi.
Bir şehirden başka bir şehre/ülkeye giderken, alanda geçirilen süreyi kısaltmak ve verimli hale getirmek için çalışmalar yürüten İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı (ISG), yeni terminal binası ile Google ve Bloomberg televizyonu işbirliğinde düzenlenen ‘Uluslararası Gayrimenkul Ödülleri’nde kendi alanında Dünyanın En iyi Uluslararası Kamu Hizmeti Geliştirme Projesi Ödülü’ne layık görüldü. Asya Pasifik, Afrika, Amerika ve Orta Doğu bölgelerinden projeler arasında yarışan Tekeli-Sisa Mimarlık Ortaklığı’nın tasarladığı bu proje, geçtiğimiz aylarda 2011 Avrupa Gayrimenkul Ödülleri’nde de ‘Avrupa’nın En İyisi’ seçildi.
2006 yılında Savunma Sanayii Müşteşarlığı ve Heaş (Havaalanı İşletme ve Havacılık Endüstrileri A.Ş) tarafından ISG Terminal binası projesi için bir yarışma açıldı. Yarışmanın kazananı; Metrocity, İş Kuleleri gibi projeleri ile bilinen Tekeli-Sisa Mimarlık Ortaklığı oldu. 18 ay gibi kısa bir sürede projelendirilen ve inşa edilen ISG, mimari detayları ile alanında farklılaşmayı başarıyor.
Genel Mimari
Mevcut eski tonozlu terminal binasına bir gönderme yapılarak, farklı yüksekliklerde kullanılan tonozlara, dalgalı bir silüet kazadırılarak alanın kabuğu oluşturuluyor. Yapıda kalıcılık gözetilerek, dış mimaride zamana dayanıklı ve çağın mimari diline uygun tasarlanan genel strüktür, şehrin imgesi olabilecek bir yapıta dönüşüyor. İçeride ise düşey yüzeylerde ve bankolarda ahşap kullanılarak insana daha sıcak gelen bir etki yaratılması hedefleniyor. Büyük ana holde yer alan geniş bahçelere, iç mekanı doğaya yaklaştırmak için yer veriliyor.
ISG, üç ana girişi ile x-ray alanlarına sizi yönlendiriyor; ardından iç mekanda dolaşım kaybı olmadan, ferah ve geniş bir etki yaratan ana mekan karşınıza çıkıyor. Buradaki ada tipi check-in sistemi ve mekanı kolay algılanabilir kılan ana sirkülasyon akslarının ucunun açılması yolcu güzergahının, net bir şekilde kavranmasını sağlıyor.
Yıllık-aylık-günlük ve en yoğun hava trafiği dönemlerinde terminalden geçecek yolcu sayısını bilerek; yolcu işlemlerinin kısa zamanda bitirilebilmesi için alanların yeterli olması, kuyrukların oluşmasını engellemek için x-ray, check-in ve pasaport kontrol bölümlerinde yeterli personelin bulunması yolcu konforunu artırıyor.
Yolcunun işlemlerinin en kısa zamanda bitirilerek, bagajını teslim ettikten sonra serbest kalması ve kalan zamanını 5000 m²’ye yayılan café, restoran ya da 365 gün açık olan alışveriş alanlarında geçirmesi amaçlanıyor. Giden yolcuların kullanımına açık olan 3’ü iç hatlar, 2’si dış hatlar olmak üzere alanda 5 adet lounge hizmet veriyor. Genel Havacılık Terminali içerisinde de ayrı bir CIP salonu mevcut. İç ve dış hatlar ana mekanı ortak kullanıyor, ancak bölgesel ayrım çok net. Merkezi pasaport kontrol bölgesi, iskele ve gate’ler de bu amaca hizmet ediyor. Gelen yolcuların, uçaktan indikten sonra güzargahı takip ederek kısa bir yol ile bagaj alımına ve çıkışa ulaşması hedefleniyor. Binanın önünde yer alan kapalı otopark, yer altına alınarak binanın her yerden görünebilmesi ve kolay ulaşılabilinmesi sağlanıyor.
En güvenli yapılardan
Terminalin en önemli özelliklerinden birisi büyük depremler sonucunda yaşanacak hasarı minimuma indirerek terminalin çalışabilmesi ve ulaşımın aksamadan devam etmesi için kullanılan 286 adet deprem izolatörü. Bu özelliği ile ISG, dünyanın en güvenli beş yapısı arasına giriyor.
Yakın gelecekte yapılacak genişletmeler ile alanın yılda 40 milyon yolcu kapasitesine ulaşacağı öngörülüyor. Şimdiden milyonların buluşma, vedalaşma ya da geçiş noktası ve şehrin imgesel kapısı olan ISG, yolcularının şaşırmadan, yorulmadan, mümkünse işaretlere ve yazılara bakmaya gerek duymadan, doğal olarak yollarını bulabilmelerini ve bu yolun mümkün olduğu kadar kısa olmasının gerekliliğine inanıyorlar.