’Yeniden’

İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı, 31 Ekim 2009’da yeni terminalinin açılışını yaptı. 2010 yılında ise pazarlama iletişimi açısından birkaç ‘ilk’ aynı anda gerçekleşiyor: Öncelikle, dünyadaki tüm metropollerin içinde sadece İstanbul’da farklı işletmeler tarafından yönetilen iki havalimanı gerçek anlamda rekabet etmeye başlıyor. Zira dünyadaki belli başlı metropollerin yeni havalimanlarının aksine, İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı kendisini şehrin ‘ikincil’ havalimanı olarak konumlandırmıyor. Bu yaklaşım, havalimanını bir markaya dönüştürmek üzere başlatılan güçlü iletişim kampanyasında kendini gösteriyor. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanının yılbaşı telaşının hemen ardından, 8 Ocak’ta başlattığı yoğun iletişim kampanyası, milyonlarca İstanbulluyu ‘yeniden uçmaya’ davet ediyor. ‘Yeniden uçmak’, çok-anlamlı bir kavram... Öncelikle, yeni olanın iyi ve önde sıfatları ile güçlü bir şekilde ilişkilendirildiği bir tüketim kültürünün tam merkezine oturuyor. Yeniyi yücelten bir tüketim kültüründe eski olan tüm ürün kategorilerinde geride kalıyor. İkinci el sadece ekonomik zorunluluklar sonucunda, biraz sıkıntı ve bazen utanç ile kabul ediliyor. Hiçbir genç ikinci el aracı, hiçbir gelin ikinci el çeyizi tutku ile istemiyor. Yeni olanın eski olana birkaç adım fark attığı varsayılıyor. İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı yeni terminalin özellikleri ile bu varsayımın içini dolduruyor: 200 bin m2’lik yeni terminal binası, dünyanın önde gelen markalarını içeren 4 bin 500 m2’lik duty free alanı, 12’si süit olmak üzere toplam 128 odalı havalimanı oteli, apron manzaralı ve yelken temalı 3 CIP salonu... Belki de en önemlisi, havalimanının şehir içindeki konumu ve ana ulaşım yollarına bağlantıları sayesinde yolculara sunduğu erişilebilirlik. Uçak yolculuğunun özellikle son yıllarda ‘kuyruk beklemek’ ile eşlendiği bir şehirde İstanbul Sabiha Gökçen Uluslararası Havalimanı milyonlarca yolcuya yeni bir deneyim yaşatmayı hedefliyor.

GÜÇLÜ BİR İLETİŞİM PLATFORMU
’Yeniden uçmak’ kavramı aynı zamanda yeniden bir yolculuğa çıkabilmeyi de çağrıştırıyor. Sıkıntılı geçen bir yılın ardından bir uçak ile yapılacak bir yolculuğa çıkmak milyonlarca insan için çekici bir davet şüphesiz... Farklı ekonomik senaryolar getirse de 2010 yılının umut ile başladığı kesin. Yeniden uçmak kavramı işte tam bu ruh halini yakalıyor. ‘Yeniden’, 2010 ile gelen taze başlangıcı yansıtması açısından oldukça güçlü bir iletişim platformu olarak karşımıza çıkıyor. İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti söyleminin de aynı kavram üzerine kurulu olması, umut ve iyimserliğe duyulan ihtiyacın ve bu ihtiyacın iletişimde bulduğu karşılığın belki de en iyi işareti... Tüketim alışkanlıklarının kırıldığı, iş yapma şekillerinin (ve işsizliğin) yeniden tanımlandığı, varsayımların eridiği, ilişkilerin çözüldüğü bir yılın ardından; şimdi yeniden yaratma zamanı.

- Trenddesk/Masadakiler
Mart 2010

X